2) İradi Ötenazi- İradi Olmayan Ötenazi İradi (volenter) ötenazi; bilinci yerinde olan bir hastanın kendi arzusu üzerine ötenaziye olanak sağlanmasıdır. Başka bir tanıma göre, hastanın ayırt etme yeteneğine sahip ve bilinci açık iken, özgürce açıklanan isteği doğrultusunda yapılan ötenazi kastetmektedir. Daha önce omurilik kanalındaki bir kanama nedeniyle hastaneye kaldırılan hasta bayan B, 2001 Şubat ayında tekrar aynı tanıyla hastaneye yatırılmış, bu kez bilinci de kapanmıştır. Üç ay sonra bilinci açılan bayan B, ötenazi istemiş, olay daha sonra mahkemeye intikal ettirilmiştir. Mahkeme yapılan titiz çalışmalar sonucunda hastanın akli melekelerinin yerinde olduğuna kanaat getirmiş ve sonuçta hastaya yapılan tıbbi yardımın kesilmesine karar vermiştir. İradi olmayan (nonvolenter) ötenazi ise; ölümcül hastanın ölüm ile yaşam arasında seçim yapabilecek durumda olmadığı, iradesinin ne yönde olacağının saptanamadığı durumlarda uygulanan ötenaziye denmektedir. Londra’daki bir olayda James Price adlı bir şahıs altı yaşındaki çocuğunu öldürmek suçundan yargılandığı mahkemede beraat etmiştir. Price, hemen hemen üç dört aylık bir bebeğinkine eşit zekâdaki oğlunu, nehre atarak boğmuş, olaydan hemen sonra karakola gidip teslim olmuştur. Yargıç, Price’in beraatını, ancak 1 yıl süreyle göz hapsinde bulundurulmasına karar vermiştir. Çin’de uygulanan sıkı nüfuz planlaması siyaseti sonucunda, ebeveynler sakat doğmuş çocuklarını bakımevlerine bırakmaktadırlar ve bakımevlerinde bu çocuklar genellikle öldürülmektedirler[29].Bir tek örnek bile iradeye bağlı olmayan ötenazinin yarattığı trajediyi kavrayabilmek için yeterli olmaktadır. Hiç kimse başkasının yaşam hakkı üzerinde tassarufta bulunmaya yetkili değildir. Hem hukuki açıdan hem de etik açıdan bu durum kabul edilemez. Hasta bilinci açıkken verdiği vekaletnamede, eğer sağlık durumu kötüleşir ve ölüm kaçınılmaz bir hal alırsa bu esnada bilinci kapanmışsa, kendisine ötenazi uygulanmasını ister ve bu vekalete dayanarak ötenazi uygulanırsa bizce bu durumda iradeye bağlı bir ötenaziden değil, irade dışı ötenaziden bahsetmek daha yerinde olur.Ötenazi için verilen vekaletnameleri diğer hukuki işlemlerde kullanılan vekaletnamelere yüklenildiği gibi hukuki geçerlilik yüklenemez. Bu görüşü ileri sürmemizin iki nedeni vardır. Birincisi, yaşama hakkından feragat edilemeyeceği gibi yaşamla ilgili bu kadar önemli bir karar verme hakkı bir başkasına devredilemez. Çünkü yaşama hakkı kişiye sıkı sıkıya bağlı bir haktır. Medeni kanunumuza göre evlenme temsilci vasıtasıyla olamayacağı (MK 142) düşünülürse, yaşam hakkından vazgeçmenin temsilci sıfatıyla geçerli olduğunu savunmak mümkün değildir. İkinci olarak, temyiz kudretinin ortadan kalkmasıyla verilen temsil yetkisi sona erer[30]. Yapılan sözleşmenin esasları temyiz kudretinin ortadan kakması üzerine kurulduğu için daha sözleşme kurulurken yokluk müeyyidesiyle geçersizdir.