Merhaba, Sorugonder.Com'a Hoşgeldiniz. Lütfen soru sormak için hemen ÜYE OLUNUZ veya GİRİŞ YAPINIZ

+1 oy
155 görüntü
Ev Ödevi Yardımı dizininde tarafından

Nolurr Bu Cümlelerde Geçen Tüüm Ses Olaylarını bulur musunuz?

Mektubumun üçüncü günü, ama bugün çok farklıydı. Müthiş bir duygu yoğunluğuiçindeydim. Bu satırları ağlayarak hıçkırarak yazıyorum.

Gün, geceye dayandı. Müthiş bir şey oldu. İnanılmaz bir olay yaşadım. Her tarafım titriyor. Müthiş bir heyecan içindeyim. Sanki kalbim yerinden dışarıya fırlayacakmış gibi. Kendini toparlayıp bu olayı size aktarmalıyım. Bu olay beni alt üst etti. Bir anda dünyamı salladı, zihnimi ters çevirdi. Heyecanımı durduramıyorum, parmaklarımın gücü tamamen bitti. Ne yapsam bilmiyorum. Kalem elimden düşüyor. Gecenin ikisi; serumum çekileli bir saat oldu. Uyumam içinde bir iğne yaptılar. Odada yalnızım. Zihnimdeki karmaşık düşüncelerden bir yol, bir iz arıyorum. Yine hayatımın Belizlerinde sağa sola koşup bir ümidin, bir ışığın peşindeyim. Düşünüyorum. Bu evren başıboş mu? Yokluğa ve hiçliğe mi gidiyor? Bütün bu canlılar ve insanların hepsi bir gün ölecek, her şey yok mu olacak? Bir daha yeniden hayat, buluşma ve insanlık olmayacak mı? Bu evreni Allah mı yarattı? Her şey onun emriyle mi oluyor? Yani ölünce tekrar dirilik hesap mı vereceğiz? Kollarına atılmayı, dizlerine yatmayı çok istediğim anneme, babama, kardeşime kovuşacak mıyım? Ya cehennem varsa? O zaman ben bu hâlimle, o cennetlik insanlarla yine buluşamayacağım. Yine bana rahat yok. Yani diriliş olsa da rahat, huzur yok, olmasa da… Yine çıkmazları oynuyorum. Acıları yaşıyorum. Bu ve benzeri düşünceleri mengenesinde kendi hayatında gözden geçirirken odamın kapısı gıcırdadı. Rüyamıydı yoksa kendimde miydim? Tam bilemiyorum. Başımı kapıya doğru çevirdim, iki tane bayan… Bembeyaz, tertemiz bir örtü içindeler; başları kapalı. Üzerlerinde esrarengiz bir pırıltı var. Yüzlerindeki ve gözlerindeki ışıltılar içime işledi, sıcak, ılık bir hava oluştu odamda. Göz göze geldik, biran… O kadar tatlı, büyüleyici bakışları ve tebessümleri vardı ki etraflarında bir çekim merkezi oluşturdular ve beni o büyülü dünyaya çektiler. Bunlar kimdi? Hemşire olamazlardı. Hemşirelerin başı açık, boyları kısa ve bu kadar sevecen insanlar değiller. Gecenin bu saatinde, beni ziyarete gelen biri de olamaz. Zaten bu güne kadar tanıdığım insanlardan çok farklı bir yüze çok farklı bir etki alanına sahiplerdi. Âdeta oda onların gizemli etkileriyle doldu. Sanki kulağımı, beynimi ve bütün vücudumu sallayan, etkileyen, temizleyen bir ses tonuyla:

-Geçmiş olsun yavrum, dedi ön taraftaki kadın. Diğeri ise elleri önünde bağlı, sanki hazır ol vaziyetinde dikiliyordu. Sağ olun, diyemedim. Çünkü tam bir şok içindeydim. Yalnızca yüzlerine heyecanla, merakla; hatta ürpertiyle izliyordum. Dayanılmaz bir heyecan içindeydim ki kalbimin atışı göğüs kafesimi zorluyor, sanki paramparça olacakmış gibi vuruyordu. Siz kimsiniz, ne istiyorsunuz, diye sormaya hazırlanıyordum ki ben sormadan öndeki hanım konuşmaya başladı.

-Bizler Allah’ın izniyle, Peygamber’imizin emriyle, darda kalan, yardım isteyen ve yardım layık olan Müslümanların yardımına gideriz.

Sözleri o kadar tok, etkili ve sıcaktı ki her kelime beynime çivi gibi çakılıp içimde yankılar uyandırıyordu. Bir anda, bu sözler, binlerce, minyonlarca parçalara ayrıldı, her tarafa uçuşmaya başladı. “Allah’ın izni, Peygamber’imizin emriyle, darda kalan, yardım isteyen ve yardım layık olan Müslümanların yardımına gideriz.” Bu sözler beynime yıldırım hızıyla girdi ve içime güneş gibi doğdu. Demek beni Allah ve Peygamber göz ardı etmedi, yardıma layık bir insan olduğuma karar verildi, öyle mi? Bu, müthiş bir şeydi. Belki de son bir çıkış yoluydu benim için. Ben aklımda bunun yorumunu yaparken sanki o esrarengiz hanım içimi okuyordu.

-Allah, her şeyi gören, bilen ve imdat edendir. Peygamberimiz ise ümmetinin her ferdini takip eder, derde kalanlara Allah’ın emriyle yardım gönderir. Kâinatın bu muhteşem düzeni, Allah’ın ilmi ve kudreti ile var olmuştur. İçimdeki sonsuz nimetlerse kullarına ikramdır. Allah, kullarını kendisini tanıması ve kulak görevini yerine getirmesi için yaratmıştır. Ne yazık ki bazı insanlar şeytana ve nefislerine uyup dünyanın zevk ve lezzeti uğruna ve nefislerine uyup dünyanın zevk ve lezzeti uğruna Allah’ı unutmuşlardır. O insanlar bir sineğe dahi dikkatle baksalar, ne kadar harika bir sanat eseri olduğunu görecekler ve harikulade varlıkta, Allah’ın ilmini ve kudretini bulacaklardır. Ama onlar şeytana ve nefislerine uydular. Düşünmediler ki insanın dünyaya gönderilmesi ne kadar muhteşem bir olaysa tekrar dirilip hesap vermesi de öyledir. İnsanı Yaratan kudret sahibine tekrar insanı diriltmek zor gelir mi? Bu cümleler bana, fikrime, felsefeme ve hayat görüşüme özlü etkili ve müthiş cevaplardı. Bütün bunları yüzlerde kez arkadaşlarımdan, hocalarımdan duyduğum halde neden şimdi ki kadar etkilenmemiştim? Her kelime, her cümle beynimde yankılanıyor, asla karşı çıkmama imkân vermiyordu.

-Annen sana çok dua ediyor. Senin için çok endişeli. Hazırlan, tövbe et. Allah’tan af dile. Onun affı, gazabından, cezasından daha büyüktür. Allah’a yalvar, eksiklerini tamamla. Çünkü ömrün çok kısadır.

Gözümün önündeki o tok sesli, sevecen ve ışıltısıyla odayı dolduran iki hanımı kaybettim. Yalnızca bir kapı gıcırtısı duydum.


     

Bu soruya cevap vermek için lütfen giriş yapınız veya kayıt olunuz.

Sorugonder.Com size bilginizi paylaşırken kol saati kazanma fırsatı veriyor. Aşağıda gördüğünüz kol saatleri sizi bekliyor. Nasıl mı? Tıklayın öğrenin..!

15,5b soru

3,5b cevap

105 yorum

19,7b üye

...